Afet ve acil durumlarda toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin artması, kadınların hak ve hizmetlere erişiminin kısıtlanmasını konuşmak için alan açmak durumundayız.
Mavi Kalem 16-17 Nisan 2016 tarihlerinde İstanbul’da Afet ve Acil Durumlarda Kadın Çalıştayını düzenledi. Kadın ve çocukların öncelikli çalışma gruplarımızdan olması ve afet ve acil durumlarda temel insani yardım standartlarının ilk ve öncelikli çalışma alanımız olması bu kesişen durumları konuşmamıza alan açtı. Bu çalıştayla, kadınların afet ve acil durumlarda artan zarar görebilirliklerini konuşmak, bu durumun farkında olmadan yapılan yardım çalışmalarının kadınların hak kayıplarına neden olabileceğine ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini artıracağına dikkat çekmek istedik.
Afet ve Acil Durumlarda Kadın Çalıştayının konuşmacıları farklı yardım kuruluşlarını ve kadın kuruluşlarını temsil eden kadınlardı. Bu durum çalışmamızda kadın bakış açısının temel olmasını sağladı. Çalıştayın birinci bölümünde yer alan konuşmacılar birçok konuda görüş, deneyim ve öneriler paylaştı:
- İnsani yardım standartları açısından kadın politikaları
- İnsani yardım çalışmalarında cinsiyet temelli şiddet ve istismar
- Marmara ve Van Depremlerinde ve Suriyeli sığınmacılar kapsamında kadın temelli şiddet, istismar ve kapasite geliştirme çalışmaları
- Afet ve acil durumlarda erkeklerin durumu ve erkeklere yönelik çalışmaların kapsam
- Afet ve acil durumlarda sağlık hizmetlerinde kadın yaklaşımı konularında görüş, deneyim ve öneriler paylaştılar.
İkinci bölümde ise World Cafe yöntemiyle farklı başlıklarda atölyeler uyguladık:
- Afet ve acil durumlarda kadın politikası, yardım çalışmalarının özellikleri ve öncelikleri
- Afet ve acil durumlarda kadın sağlık hizmetlerinin temel sağlık hakları dikkate alınarak düzenlenmesi
- Afet ve acil durumlarda kadın ve kız çocuklarının zorla evlendirilmeleri, çocuk yaşta evlilikler ve insan ticareti durumlarına karşı koyma
- Afet ve acil durumlarda kadınlara yönelik artan taciz, şiddet ve alınan/alınabilecek önlemler
- Afet ve acil durumlarda kadınların toplumsal iş bölümünün neden olduğu zarar görebilirlikleri
- Afet ve acil durumlarda kadınların ve kız çocuklarının zarar görebilirliği, toplumsal duyarlılığın arttırılması ve erkeklere yönelik çalışmalar
Afet ve Acil Durumlarda Kadın Çalıştayına uluslararası kuruluşlardan AAR JAPAN (Association for Aid and Relief, Japan), IMC (International Medical Corps), IMPR (Uluslararası Ortadoğu Barış Araştırmaları Merkezi), İDEMA (Uluslararası Kalkınma Yönetimi),UNFPA (Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu), Danimarka Mülteci Konseyi; üniversite ve eğitim sektöründen Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi, Marmara Üniversitesi ve Eğitim Sen; ulusal kuruluşlardan Hayata Destek Derneği, Kadınlarla Dayanışma Vakfı, Mahalle Afet Gönüllüleri Acil Müdahale Ekibi, Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği, Van Kadın Derneği, Şefkat-Der, Sınır Tanımayan Kadınlar- Göçmen Kadınlarla Dayanışma Ağı, Türk Tabipler Birliği ve sosyal araştırmacılar katıldı.
Çalıştayın başında uluslararası alanda bu konuda yazılmış makalelerin çevirilerinden oluşan bir dosya katılımcılara dağıtıldı. Çalıştay sonrasında da çalıştaydaki konuşmalar ile atölye çalışmalarının özeti basılı ve e-kitap olarak paylaşıldı.
Covid-19 Pandemisinde Kadın
Şimdi Covid-19 pandemisinin ikinci yılındayız. Bugün de gündemimizde pandemi koşullarında kadınlarla çalışmak, kadın ve kız çocuklarına ulaşmak var. Özellikle pandemi nedeniyle her türlü bilginin dijital ortamda paylaşılması ve yaygınlaştırılmasının söz konusu olduğu günümüzde bu dijital dünyadan kadınların payına ne düşüyor? Kadınlar bu dijital ortama ulaşabiliyorlar mı, ulaşma süreleri yeterli mi, maddi olanakları var mı? Evdeki internet kullanımı, bilgisayar ve cep telefonuna ulaşımda eşi ve çocuklarından kadınlara sıra geliyor mu? Covid-19 pandemisi, küresel bir afet ve acil durum oluşturduğundan 2016 yılında yaptığımız çalıştayın yeniden dijitalleşme ile birlikte ele alınması noktasına varmış bulunuyoruz. Pandemi koşullarında ve dijitalleşen bilgi iletişim ortamında kadınların zarar görebilirliklerini, ağır hak kayıplarını, ev içi artan şiddeti, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin güçlenmesini konuşmak, dijitalleşen saha çalışmalarına ilişkin deneyim paylaşmak ve önerilerimizi ortaya koymak durumundayız.