8 Mart, kadınların temel hak talepleri için seslerini duyurma çabalarıyla ortaya çıktı. Tüm dünyada kadınların her alanda eşit haklara sahip olması ve bu haklardan eşit yararlanabilmesine yönelik mücadelelerini hatırlatıyor.
Kadınlara 8 Mart’tan baktığımızda pek çok eşitsizlik, şiddet, temel haklardan yoksun bırakılma görüyoruz. Bunları her gün görmeyi ve bir şeyler yapmayı seçebiliriz. Biz de bunu seçtik. Kadınların seslerini duyurabilmeleri ve bu sesin karşılığını bulabilmeleri için her gün bir şeyler yapıyoruz.
Çalışanlarımızın yüzde 90’ı kadınlardan oluşuyor. Bu hem kadınlara istihdam sağlama hem de kadınlara yönelik çalışırken onların bakış açısını koruma, seslerini içeriden duyma çabamızın bir ürünü.
Çalışmalarımızın çoğunu kadın odaklı çalışmalar oluşturuyor. Kadın odaklı derken, hem kadınların ihtiyaçlarını ve sorunlarını odağımıza aldığımız hem de kadınların gerçekten odak noktasında olduğu çalışmalardan söz ediyoruz. İhtiyaçlarının tespitinden nasıl karşılanabileceğine, bu ihtiyaçlara yönelik uzun soluklu çalışmaların geliştirilmesine kadar her adımda kadınlarla birlikte yol alıyoruz.
Kadınların güçlenmelerini destekliyoruz. Hayatlarına ve sorunlarına dışarıdan müdahale etmeye çalışmıyoruz. Kendi baş etme yollarını, yöntemlerini geliştirmeleri için alan yaratıyoruz.
Durduğumuz yerden, kadınların yanından 8 Mart’a baktığımızda bir sürü güzellik de görüyoruz. Cesaret, merhamet, şiddete hayır demek, direnmek, her şeye rağmen bir umudu olmak. Hayatla baş ederken nasıl da coşkulu ve inançlıyız! 8 Mart’ı var eden de bu güçtür. Bunu görmek ve beraber hissetmek için fırsat yaratmak belki de her şeyden önemli.